Araf’taki Ebeveynlik: Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklara Doğal Afetleri Anlatmak !
Yıl 2017:
“Çok üzülüyorum” dedi gözleri dolu dolu. Sonra birden silkinerek kendine geldi duygu dünyasının girdabına girmemek için, “en çok martılar için üzülüyorum” diye yineledi. Dolu yağmıştı yumruk büyüklüğünde ve tüm kenti etkilemişti. Herkes arabaların hasarlarından bahsediyordu ama kaç kişi martılar için üzülüyordu ki?
Ben söyleyeyim her yüz kişiden ikisi… İnanın istatistiki bir araştırma yapılsa hemen hepsi aynı zamanda üstün zekalı ve yetenekli birey çıkacaklardır.
….
Doğal afetler hayatın gerçeği, aynen üstün zekalı ve yetenekli çocukların doğa ve hayvanlar ile ilgili hassasiyeti kadar “gerçek”. Üstüne üstlük duygusal olarak aşırı duyarlılık gösteren üstün zekalı ve yetenekli çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin bu “gerçekleri” “kendi gerçeklikleri” ile kabul etmesi için zamana ve desteğe ihtiyaçları olduğu da bir gerçek!
Onları anlamak için sadece bilmek ve anlamaya niyetli olmanız gerekiyor. Biliyorum çoğu zaman zorlanabiliyor ve yalnız hissedebiliyorsunuz aile olarak. Umarım aşağıdaki örnekler sizin yaşadıklarınıza benzerlikler kurmanıza yardımcı olup, yalnızlık hissinizi azaltacaktır.
- Üstün zekalı ve yetenekli çocuklarla yolda yürürken defalarca durmak zorunda kalabilirsiniz. Ters dönen bir böceği geri çevirmek için çırpınarak yardım isteyebilirler.
- Bir an bir çığlık kopar “Basma!” diye ve siz bir karınca yolu üzerinde olduğunuzu anlarsınız.
- Sokaktaki hayvanlar için çantanızda mama taşımaya da alıştınız belki.
- Okullarında hayvanlar ve doğa için yapılan çalışmalarda da yer alarak çözüm üretmeye çalışırlar.
- Hayallerinde ve projelerinde hayvanları ve doğayı kurtarmak yönünde çabalar vardır. Atık sular ile ilgili, engelli hayvanlarla ilgili, orman yangınlarını önleme, ağaçların yok olmalarına çözüm getirmek ile ilgili.
- Hatta hayvan barınaklarının yeni projelerini çizerek onlar için konfor alanlarının artması ve çalışanların daha etkin çalışmaları gibi hedefleri bile var.
Onlar bu yerkürenin yuvamız olduğunun bilincinde, hep öyleler ve öyle olacaklar. Sezgileri de güçlü olan üstün zekalı ve yetenekli bireyler bu durumu bilmenin ötesinde “Dünya canlılarının tamamının bir bütünün parçası” olduğunu biliyorlar ve hissediyorlar. Bunu ailelerle yaptığım görüşmelerden ve gençlerle yaptığım çalışmalardan defalarca deneyimledim.
Anlayamazlar, öyle zor ki anlamaları. Neden doğanın dengesinin bozulduğunu, neden ağaçların kesildiğini, neden avcılık diye bir spor (!) olduğunu, hayvanların nesillerinin yok olduğunu, derelerin ve akarsuların kirlendiğini, deniz canlılarının azaldığını, doğal dengelerin bozulduğunu anlayamazlar. Anlarlar da anlayamazlar. Hep “Neden?” diye sorarlar. Neden böyle? Ve biz yetişkinler bile zorlanırız bu cevabı verirken ve biliriz tek nedenin daha çok kazanç olduğunu ya da çıkar çatışmaları…
İşte tam da bu noktada işin zor kısmı başlar aileler için. Bir yanda çocuklarını hayatın gerçeklerine hazırlamaya çalışırlar, bir yandan da bu gerçeklerin aslında ne kadar sistemsel olduğunu bilirler, en azından yaşadığımız coğrafyada ve dünyanın bazı ülkelerinde durum bu şekildedir. Bir yandan çocuklarının hassasiyetlerini gözetmek isterler, bir yandan da çocuklarının yaşama ve hayata karşı umutlarını da kaybetmelerini istemezler. Bir yandan olan bitenle ilgili bilgi vermek isterler çocuklarına bir yandan da bu dozajı tutturamamaktan korkarlar. Bir yandan içten içe kendileri de isyan ederler duruma, bir yandan da bu isyanların bir yetişkin ve ebeveyn olarak kendilerini yalnızlaştırmalarına ve güçsüz kılmasına izin vermek istemezler. Bir yandan isyandalardır olanlara, bir yandan kabulde.
Araf’taki ebeveynlik en zorudur, bilirim. O zaman gene birlik zamanı diyerek bildiklerimi ve deneyimlediklerimi bilimin ışında ve gerçeğinde öneriler listesi olarak sıralamaya başlayayım. Umarım yangını söndürmekte bir damla su, çorbada bir tutam tuz olur.
Çözüm önerilere geçmeden bilimsel veriler ve çalışmalara da kısaca bir bakalım. Aşağıda italik (eğik) olarak yazılan yazılar konu ile bağlantısını açıklamak üzere tarafımca yazılmıştır.
- Üstün yetenekli öğrencilerin dünyalarını ve dünyayla ilişkilerini benzersiz bir şekilde algılama biçimleri vardır ve akranlarından yalnızca farklı düşünmekle kalmaz, aynı zamanda farklı hissederler (Silverman, 1993).
Bu yüzden doğal afetler herhangi bir bireyi etkilediğinden çok daha fazla ve derin şekilde üstün zekalı ve yetenekli bireyleri etkilemektedir.
- Piechowski (1999) öznel deneyimin genişletilmiş bir alanı olarak “yoğunluk” kavramını kullanmıştır. Bu öznel deneyim alanı; amaç arayışı, neşe açlığı, yaratıcı bir dürtü ve hizmete duyulan ihtiyacı içeren içsel özlemlerde kendini gösterebilir (Kessler, 1999; Noddings, 1993; Palmer, 1999).
Doğal afetler karşısında anlam arayışında olan ve neden-sonuç ilişkisine ihtiyaç duyan üstün zekalı ve yetenekli bireyler aynı zamanda yaşadıkları dünya ile kurdukları derinlemesine bağ sayesinde dünya ve dünyada yaşayan canlılar için yardım arayışı içindedirler ve “iyi ve doğru olana” hizmet etmek isterler.
- Varoluşsal (Spiritüel) zeka (SQ), küresel nitelikteki sorunları çözmek için kişinin içsel bilgisine erişmek için çok-duyulu bir yaklaşımı (sezgi, meditasyon ve görselleştirme) kullanma kapasitesidir. SQ, benlik, diğerleri, topluluk, dünya ile birlik veya bağlantılılık bilincini içerir. SQ, hayattaki soruları keşfetmek isteyen bireyler için önemlidir: Neden buradayız? Birbirimizle, toplumla ve dünya ilişkimiz nedir? (Sisk, 2008)
Varoluşsal zekası yüksek olan üstün zekalı ve yetenekli bireyler, dünyayı ve global problemleri ülke sınırlarının ötesinde bir dünya problemi olarak algılamaktadır. “Neden buradayız?” ve “Dünya ile ilişkimiz nedir?” sorularının cevaplarını farklı yaş gruplarında farklı sorular ile ararlar.
- SQ ürün odaklıdır. Yüksek SQ'ya sahip insanlar büyük liderler ve problem çözücüler (örn. Hilegarde de Bingen, Mahatma Gandhi, Martin Luther King, Nelson Mandela, Jr. ve Franklin Delano Roosevelt), şairler (örn. Emily Dickinson ve Mevlana Celalettin Rumi), bilim adamları (örn. , Albert Einstein ve Nikola Tesla) ve yazarlar ve yardımseverler (örneğin, Helen Keller). Yüksek SQ'ya sahip insanlar, kendilerinin önemini azaltan ve bol miktarda değişim yaratan bir varlık durumuna ulaşan dünyayla bir bağlantı düzeyine ulaşırlar (Sisk, 2008).
Üstün zekalı ve yetenekli bireyler yetenek alanlarına göre dünya problemlerine çözüm getirmek isterler. “Yardım etmek” onlar için içsel doyum sağlayan muhteşem bir adımdır.
Araf’taki Ailelere Çözüm Önerileri
- Çocuğun yaşına göre içinde bulunulan durum ve yaşananlar derin duygulara girilmeden anlatılmalıdır. Sonrasında çözüm ve iyileşmesi için yapılması gerekenler hakkında da bilgi verilmeli ve çözümün bir parçası olmaları için fırsat tanınmalıdır.
Bu aşamada çocukları ile ağlayarak durumu ele alan ebeveynler olduğunu duyduğumda, aileye önerim duygusal boyuttan çıkarak net ve açık bilgi vermeleri oldu. Sizleri duygusal girdapta gören çocuklarınız daha derin bir duygusal acı yaşayarak olayın çözümlerinden koparak çaresizlik hissi yaşayacaklardır. Üstün zekalı ve yetenekli çocuklarınıza yapacağınız açıklamaları uzatmadan ve net bir şekilde vermeniz onları da analitik düzlemde tutarak çözüme odaklanmalarına neden olacaktır.
- Çocuklarınızın duygularını küçümsemeyin, zayıflıkla suçlamayın ve hayatın gerçekleri bunlar ve böyle kabul etmeliyiz demeyin. Tabi ki gerçekleri söyleyeceğiz ama bir önceki satırda yazdıklarım en acımasız yolu.
Bu noktada çocukların duygularını ifade etmelerine ve yaşamalarına sakince izin vermek gerekiyor. Derin sezgiye sahip çocuklarınızın ağaçların ve hayvanların acılarını hissettiklerini söylemesi normaldir. Bu durumda onları dinleyin, sarılın ve sakin bir şekilde sessiz bir durumda duyguların akmasına izin verin. Sonrasında olası çözüm önerileri hakkında konuşun.
- Farklı çözüm önerilerini küçümsemeyin, olmaz demeyin ve dikkatlice dinleyin. O an dinleyemiyorsanız bile ayırabileceğiniz zamanı söyleyerek sonrasında etkin bir şekilde dinleyin.
Yaratıcılık becerileri çözüm önerilerinin farklılıkları şeklinde karşımıza çıktığında bu önerilerin hayata geçirilebilmesi için ebeveyn olarak sizlerin yapabileceklerini araştıracağınızı ve sonuna kadar destek olacağınızı söyleyin. Öncelikle yaşadığınız site, sokak, mahalleden başlayarak yapılabilecekler ve yapabilecekleri konusunda destek verin.
- Özellikle hayvan ölümleri ve yaralanmaları konusundaki sorularına veya yorumlarına yaş grubuna göre basit ve net cevaplar verin. Yaralı hayvanlar için gönüllü veteriner grubunun çalıştığını ve bu noktada ellerinden geleni yaptıklarını belirtin.
- Afet bölgelerinde yaşayan aileler, kişiler, çocukların ne olacağı konusunda gelen sorulara ise o bölgelerde olan zarar ve ihtiyaçların yavaş yavaş listelerinin oluşturulduğunu ve yerel yönetimlerin ihtiyaç listelerini resmi sitelerinde yayınladıklarını ve yardımlar yapıldığını anlatın. Bu noktada belediyelerin sosyal medya hesaplarına beraber de bakabilirsiniz.
- Duygusal hassasiyeti olan üstün zekalı ve yetenekli çocuklarınızı etkilenecekleri görüntü, video, fotoğraf ve paylaşımlardan uzak tutmaya çalışın. Bilgiyi daha az etkilenecekleri kanallardan almaları ve araştırmaları için yardımcı olun. Bu durumu kabullenmeleri ve içsel kaoslarının azalması için biraz sabırlı olun.
- Afet bölgelerinde yaşayan ve sürecin içinde olan çocuklarımız için de öncelikle duygusal olarak yaşadıkları travmanın boyutları anlaşılmaya çalışılmalı ve sonra gerekirse uzman desteğine başvurulmalı.
Doğa ve hayvanlar masalların, hikayelerin, efsanelerin ve kültürün parçasıdırlar. Onları bu bileşenlerden çıkardığınız zaman binlerce masal, hikaye ve efsane yok olur.
Dünyada bir bütün olarak yaşamanın bilinci ve “üstün zekalı ve yetenekli çocuklarımızın varoluşsal zekaları” ile “Yarınlar; toprak kokusu, dalında elmanın tadı ve bir yavru hayvanın annesine sığınmasının güveni gibi…”
Beraber daha iyi günlere, el ele…
Dr. Uğur Zat
Üstün Zekalı ve Yetenekli Çocuklar Aile Eğitim Uzmanı