Hangimiz Farklı?
Her yıl bir sefer yaşadığımız bazı günler var, Dünya Kadınlar Günü, Dünya Kız Çocukları Günü, Dünya Çocuk Hakları Günü ve daha niceleri.. Bunlar “önemli günler”.
Bugün ise 3 Aralık, önemli günler listesine baktığınızda göreceğiniz şey “3 Aralık Dünya Engelliler Günü”
Önemli günlerin var olma sebebi farkındalık yaratmaktır, belirli bir konuya dair Dünya Genelinde (veya ülke geneline özel) daimi olarak her gün yaşayamadığımız farkındalıkları hatırlatmak ve bu farkındalıkları hayatımıza kalıcı olarak entegre etmeyi amaçlar. Dijital dünyanın geldiği nokta itibariyle, özel günlerde neredeyse tüm sosyal medya hesaplarında günün önemine dair paylaşımlar görüyoruz. “Hikaye” kavramı hayatımıza girdiğinden beri ise bu paylaşımların var olma süresi 24 saate indirgenmiş durumda ve süre dolunca puffff.. Toplum kavramının oluşumundan bu yana var olan ve gerek duyuldukça listeye yenileri eklenen “Önemli Günler” in anılma/yaşanma şekli dijitalleşmenin de etkisiyle her geçen gün evriliyor olsa da, farkındalık oluşturma etkisinin ne kadar evrilebildiğine dair şüphelerim var.
8 yaşında özel gereksinimli oğlu olan bir babayım ben ve itiraf ediyorum, farklılıklara karşı hassasiyet ve farkındalık düzeyim evladıma sahip olduktan sonra değişti, gelişti. Öncesinde belki farkındalığım olsa da şuan görüyorum ki yeter düzeyde değildi. Çoğunluğun hükmediciğiline kapılmıştım ve bundan bir rahatsızlık da duymuyordum. Olması gereken bu mu? Çoğunluğun hükmediciliği karşısında bazı hassasiyetlerimizi sadece önemli günler de hatırlamak ve 24 saat geçerli olan bir hikâye paylaşmak mı? Bu fikre katılmıyorum ve sebebi özel gereksinimli bir oğlum olması değil. Haydi, gelin 2021 yılı “3 Aralık Dünya Engelliler” gününde farklı bir farkındalık yaşayalım.
TDK şöyle diyor;
Engelli: Sıfat - Engeli olan, manialı
İsim – Doğuştan veya sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal veya sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmiş, toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılama güçlükleri çeken kimse.
Bu noktada size özellikle çocuklardan bahsetmek istiyorum. Bu tarz çocuklara yönelik devletin sağladığı bir takım destekler var. Örneğin, fiziksel gereksinimler için belirli bir sayıda fizyoterapi ve öğrenme güçlükleri/farklılıkları için özel eğitim destekleri.. Bu destekler, belirli hastanelerden aldığınız bir sağlık kurulu raporuna istinaden Milli Eğitim Bankalığı bünyesinde görev yürüten RAM (Rehberlik ve Araştırma Merkezi)’ lar aracılığıyla ayrı bir rapor oluşturularak, çocuğun faydalanması gereken hizmetler ve saat sınırları belirli bir şekilde Milli Eğitim Bakanlığı Bütçesinden karşılanmak suretiyle sağlanıyor.
20 Şubat 2019 tarihli Resmi Gazete ’de yayınlanan yönetmelik ile artık Sağlık Kurulu Raporu kaldırılarak yerine ÇÖZGER (Çocuklar İçin Özel Gereksinim Raporu) geldi. Artık raporda ENGEL ORANI değil, çocuğun Özel Gereksinimi Var şeklinde ihtiyaç olan alan bazında bir rapor çıkartılıyor. İlgili yönetmelikte “Özel Gereksinim” kavramı ise şöyle açıklanmış;
“Çocuğun toplumsal yaşama eşit katılabilmesi için bedensel ya da gelişimsel işlev kısıtlılığı olmayan bireylerden farklı sağlık, eğitim, rehabilitasyon, cihaz, ortez, protez, çevresel düzenlemeler ve diğer sosyal ve ekonomik haklara ve hizmetlere gereksiniminin olması”
Oğlum adına hem Sağlık Kurulu Raporu hem de ÇÖZGER alma şansına eriştim zamansal olarak. Eskiden raporu elime alıp baktığımda ve orada yazan Engel Oranlarını gördüğümde, ayrıştırılmış, eksik, öfkeli ve üzgün hissederdim oğlum adına. ÇÖZGER geldikten ve raporda “Özel Gereksinim” kavramını gördükten sonra hissiyatım değişti. Daha yumuşak, ihtiyacı belirten ve desteklenmiş hissetmeye başladım. Çünkü evladım aslında ENGELLİ değildi! Sadece farklıydı. Toplumun çoğunluğu için sunulan temel hizmetlerden ve düzenlerden olması gerektiği gibi faydalanamıyordu çünkü ihtiyaçları toplumun çoğunluğundan farklıydı. Yaşamaya, gelişmeye, toplumun bir ferdi olmaya ve geri kalan büyük çoğunluk gibi ihtiyacı olan hizmeti almaya hakkı vardı. Peki geçmesi gereken yol neydi? Tüm bu ihtiyaçları “Sosyal Devlet” mantığında Devlet desteği ile karşılayabilmek için önce damgalanması gerekiyordu, E N G E L L İ !
3 Aralık günü, ÇÖZGER Raporu ile toplumun bireylerini destekleyen Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi internet sitesindeki “Belirli Günler ve Haftalar Çizelgesi” nde “Dünya Engelliler Günü” olarak yazıyor ve biz bugün “Dünya Engelliler Günü” için farkındalık içinde olmaya çalışıyoruz. Yanlış anlamayın Milli Eğitim Bakanlığını suçlamıyorum, sadece bu durum bana çelişkili geliyor. TDK’nın Engelli tanımı ile ÇÖZGER Raporundaki “Özel Gereksinim” kavramının tanımına baktığımda da aynı çelişkiyi görüyorum.
Hayatında olan ve olabilecek ENGELLERİ aşması için farklı ihtiyaçlarını gidermeye çalıştığımız evlatlarımızın durumunu tanımlarken E N G E L L İ kavramını kullanmamız daha sürecin en başında aslında bir engel oluşturmuyor mu? Her geçen gün bilinci gelişen ve farkındalığı artan oğlum, diğer çocuklar ile arasındaki farkları gördüğü ve anlam arayışında olduğu için sorular sorar ya da teyit almak için fikrini belirtirken sizce ne demeliyim? Ben bu düşüncelerim gereği inandığım şekilde olması gerekeni anlatırken, dış uyaranlar sebebiyle öğrendiği/öğreneceği engelli kavramını oğluma nasıl açıklamalıyım? İçi boşaltılmış, anlamsızlaştırılmış ve çarpık anlamları olan kavramları hayatımızdan çıkartmanın, dilimizi ve dilimizle birlikte zihnimizi, değerlerimizi temizlemenin vakti gelmedi mi sizce de?
3 Aralık Farklısın, Farklıyım, Farklıyız ama Hepimiz İnsanız Gününüz Kutlu olsun!