Çocuklarda Can Sıkıntısı ve Ayrılık Anksiyetesinin Yarattığı Stresle Nasıl Başa Çıkılır?
Çocuklardaki iki yaygın stres nedenini ele almanın alternatif yolları.
Çocuğunuzun ruh halinde genellikle can sıkıntısı ve ayrılık anksiyetesinden kaynaklanan stresi ele almanın bazı alternatif yollarını araştıralım.
Stresin sayabileceğimizden fazla potansiyel nedeni vardır; açlık, yorgunluk, yüksek sesler, rahatsızlık, ağrı ve diğerleri… Bir bebek büyüyünce, emeklemeye, yürümeye ve konuşmaya başladığında, bundan sonraki dönemde stres yaratan en yaygın nedenlerden ikisi can sıkıntısı ve ayrılık anksiyetesidir.
Can Sıkıntısı
Can sıkıntısı, ilginç ve keyifli uyaranların eksikliğinden kaynaklanır. Çocuğun huzursuz, kapana kısılmış ve mutsuz hissetmesine neden olur. Bazı çocuklar kendi kendilerini oyalayabilir, ancak çoğu büyüyünceye kadar kendi kendine sıkıntısını geçirecek uyaranları keşfedemez. Çocuklarının öğrenmesine yardımcı olmayı ve huzurunu korumayı seçen ebeveynler, çocuklarına düzenli olarak sakin ve ilginç uyaranlar sunarlar ve özellikle diğer insanlarla etkileşim sağlamanın en iyisi olduğunu fark ederler.
1940’lı yıllarda Rene Spitz tarafından yapılan araştırmalar, gıda ve barınak erişimine sahip olan bebeklerin bile, yeterli uyarım almadıkları takdirde hayatlarını kaybedeceklerini ortaya koydu. Son yirmi yıl boyunca bu konuda yapılan farklı çalışmalar, bir bebeğin yaşamının belirli noktalarında yeterince uyaran yoksa, beyninin tam olarak gelişmeyeceğini doğruladı.
Yeterli uyaran eksikliğinde bebeklerde zeka, algı, düşünme ve diğer yetenekler düşebilir. Bununla birlikte, bir bebeğin uyaran eksikliğinden olumsuz etkilenmesi için aşırı derecede can sıkıntısı yaşaması zorunlu değildir.
Sıradan durumlarda bile can sıkıntısı bebeklerde stres yaratabilir veya kronik karışıklığa neden olabilir. Küçük çocuklarda huzursuzluğu ve her şeye dahil olma eğilimini tetikleyebilir, çünkü umutsuzca ilginç bir uyaran arayışında olurlar. Daha sonra, ergenlik dönemine geldiklerinde, can sıkıntısı yıkıcı, hatalı veya cezai sonuç yaratan davranışlara neden olabilir.
Hepimiz çocukların restoranlarda huzursuzluk çıkardıklarını gördük. Sıkılırlar, telaşlı davranmaya başlarlar, ağlarlar ya da onları sakinleştirmeye çalışan ebeveynlerine vurarak kendilerini eğlendirirler. Sıkıntı bu seviyeye ulaştığında, birçok ebeveyn çocuğun davranışlarını yaramazlık olarak yorumlar ve çocuğun ilgisini çekecek bir uyaran sağlamak yerine onu cezalandırmayı seçerler.
Sinyalleri yanlış okuyan pek çok ebeveyn, çocuğun yaşadığı karmaşayı yanlış yorumlayabilir. Çocuğun yaramaz olduğunu ya da ilgi odağı olmaya çalıştığını düşünebilir. Bu düşünceleri çocuğa belli etmek, onun duygularını göz ardı eder ve benlik saygısını zayıflatabilir.
Çocuğunuzla birlikte kapalı bir ortamda uzun süre kalmak zorunda kalırsanız, onunla oyun oynamayı ya da birlikte kitap okumayı deneyin. Onu konuşmaya dahil edin. Can sıkıntısına çare bulmaya çalışmak, çocuktaki dil, düşünce ve algı yeteneklerinin gelişmesi için uygun uyaranların sağlanmasına yardımcı olacaktır. Bu dönemler öğrenme fırsatlarına dönüştürülebilir.
Ayrılık Anksiyetesi
Stres ve sıkıntı için bir başka yaygın tetikleyici olan ayrılık anksiyetesi, özellikle bebeklerde yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Er ya da geç, anne ve baba odadan ayrılmalı, işe gitmeli veya duş almalıdır. Bir çocuğun sürekli seyahat eden bir ebeveynin ya da ebeveynlerin boşanmasının yarattığı ayrılık anksiyetesi ile de başa çıkması gerekebilir.
Ayrılığın koşulları ve süresi ne olursa olsun, bebek terk edildiği sonucunu çıkarabilir ve kendisini korunmasız hissedebilir. Bu gibi durumlarda ele alınması gereken en önemli konu, çocuğun duygularını kabul etmektir. Üzülen çocuğa yakın zamanda geri geleceğini söylemek, henüz konuşamıyorsa da ses tonunu uygun şekilde ayarlamak yardımcı olacaktır.
Ayrılık anlarında çocuğun tepkisi onu terk eden kişiye ya da onunla kalan kişiye karşı öfkeye dönüşebilir. O anda çocuk sıkıntı yaşadığını ifade eder ve güvence için mücadele eder.
Bebekler ve çocuklar bağımsız olmaya çalışır, ancak ebeveynlere yakın olmaktan kaynaklanan güvenceye ve yatıştırmaya çaresizce ihtiyaç duyarlar. Bir zamanlar sosyal olan bir çocuk çekingenleşebilir, bakıcısını çok seven bir çocuk onu tanımıyormuş gibi davranabilir ya da büyükanne ile büyükbaba, anne ile babanın yerini alabilir.
Bazı çocuklar bağımsız olmada diğer çocuklardan daha fazla zorlanabilir. Bu gelişim aşamasıyla mücadele eden çocuğu eleştirmek için hiçbir sebep yoktur. Bu gibi durumlarda konuşmayı, açıklamayı ve çocuğun dikkatini dağıtmayı unutmayın. Çocuğun duygularını ifade etmesine izin vermek ve ardından ona teselli sunmak, anne veya baba için zor olsa da, çocuk için gerçekten sağlıklıdır.
Paul C. Holinger, M.D., M.P.H.
Çeviri: Pınar Göker