Sepetim 0 Toplam: 0,00 TL

Normal Seviyede Kaygı ile Kaygı Bozukluğu Arasındaki Fark

Kaygı Bozukluğu (Anksiyete Bozukluğu) ile hayatta kalmak için duyulan normal kaygı arasındaki çizgi oldukça bulanık. Ne zaman yardım istemeniz gerektiğini öğrenmek için makalenin devamını okuyabilirsiniz.

Bir iş görüşmesi için duyduğunuz endişe ya da ebeveynleriniz sağlığı ile ilgili kaygılarınız, insan olmanın doğal bir parçasıdır. Peki, endişe düzeyiniz sizi hangi noktada endişelendirmeli?

Anksiyete bozukluklarının belirtilerini tanımlamak zordur. Çünkü anksiyete herkesi farklı şekillerde etkiler ve kendini farklı belirtilerle gösterir. Bununla birlikte, kaygı her zaman kötü değildir. Cleveland Clinic’teki Psikiyatrist Joseph Baskin’e göre, kaygı aslında önemli bir amaca hizmet ediyor. Baskin, görüşünü şu sözlerle ifade ediyor: “Evrimsel bir bakış açısıyla değerlendirdiğimizde, kaygı hayatta kalmamıza yardımcı oldu ve “Savaş ya da kaç” tepkisini tetikledi. Eğer işinizi yetiştirmeniz gereken teslim tarihi için kaygı duyuyorsanız, bu sizin için motive edici olabilir”.

Ancak araştırmalar, kaygının özellikle son birkaç yılda hiç olmadığı kadar yaygınlaştığını göstermektedir. Sosyal medyanın yükselişi, artan akran baskısı ve sosyal karşılaştırma gibi birçok faktör, kaygıyı yükselten nedenler arasında sayılabilir. 2018 yılında yapılan bir çalışma, 2007-2012 yılları arasında 6-17 yaş arası çocukların kaygı tanılarında %20 artış olduğunu gösterdi. Daha fazla üniversite birinci sınıf öğrencisi, her zamankinden daha fazla bunalmış hissettiğini bildirdi. Y kuşağı ise kaygıyı yönetmenin her zamankinden daha zor olduğunu bildirdi.

Ohio Eyalet Üniversitesi Wexner Tıp Merkezi Harding Hastanesi’nde psikolog olan Cheryl Carmin, anksiyete ile anksiyete bozukluğu arasındaki ince çizginin, sizi hayatınızdan alıkoyup koymaması arasındaki fark olduğunu söylemektedir:

“Kaygı bozukluğunu teşhis edilebilir hale getiren şey, kişinin hayatına müdahale etmesidir. Çoğu kişi bir iş görüşmesinden önce endişe hisseder. Ancak anksiyete bozukluğu olan kişi, görüşme yapacağı insanın, onun hakkında ne düşünebileceği konusundaki korkularından dolayı görüşmeyi tamamen iptal edebilir”.

Kaygı Bozukluğu Tam Olarak Nasıl Görünür?

Anksiyete; akıl sağlığı durumu, yaş, cinsiyet veya etnik kökene bakmaksızın herkesi etkileyebilir. Başarı veya başarısızlık gibi koşullar arasında ayrım yapmaz. Başka bir deyişle, birinin kaygı duyacak sebepleri yokmuş gibi görünmesi, onun kaygı bozukluğundan mustarip olmadığı anlamına gelmez.

Bazı insanlar belli konular hakkında yoğun endişe duyabilir. Nüfusun %7 ila 9’unu etkileyen fobiler, en yaygın kaygı bozukluğu türleri arasındadır. Yükseklik korkusu, hayvan korkusu, böcekler, kan veya yaralanmalar ile kapalı alanda kalma gibi korkular, bu fobiler arasında gösterilebilir.

Sosyal anksiyete bozukluğu da aynı şekilde çok yaygındır ve insanların %7’sini etkiler. Bu bozukluğun arka planında “Olumsuz değerlendirme korkusu” yatmaktadır. Utanç verici, küçük düşürücü durumlarda kalmak veya onaylanmamak da bu kaygı bozukluğu içerisinde sayılabilir. Aynı zamanda konuşma yapmak ve performans kaygısı da sosyal anksiyete şemsiyesi altındadır.

“Endişeniz sürekli olup normal hayatınızı yaşamanızın önüne geçtiğinde, değerlendirilmesinin zamanı gelmiş demektir.” - Joseph Baskin, . Cleveland Clinic’te Psikiyatrist

Öte yandan bazı insanlar daha geniş bir çerçevede endişe duyar. Kendi sağlıkları, toplumsal olaylar, doğal afetler ve daha fazlası endişe konuları arasındadır. Nüfusun %2 ila 3’ünü etkileyen genel anksiyete bozukluğu tanısı koymak için kaygılarınızın altı aydır sürüyor olması ve gün içerisinde üç veya daha fazla kaygı semptomu yaşamanız gerekmektedir. Belirtiler sinirlilik, gerginlik, yaklaşmakta olan bir felaket düşüncesi, kalp hızı artışı, uyku problemleri veya mide-bağırsak sorunları gibi ruh hali ile ilişkili veya fizyolojik olabilir.

Yine de yardım almak için altı ay beklemenize gerek yok. Bir doktoru veya terapisti ne zaman aramanız gerekir? Baskin’e göre kaygınız sürekli ve aralıksızsa, normal hayatınızı yaşamanızın önüne geçiyorsa değerlendirme zamanı gelmiş demektir.

Tedavi Kişiye Özeldir

Anksiyete bozukluğu çeşitli ilaçlar, terapiler ve sağlık rutinleri ile tedavi edilebilir ancak standart yaklaşım bilişsel davranışçı terapidir. Bilişsel davranışçı terapinin tüm anksiyete bozukluklarında işe yaradığını gösteren çok sayıda çalışma var. Hastalar bu terapinin faydalarını 12 ila 16 haftada görme eğilimindedir.

Bu terapi şekli ile insanların kaygılandıkları durumlardan kaçınmak yerine korkularıyla yüzleşmeleri teşvik edilir. Bu şekilde semptomlara duyarlılıklarının azaltılması amaçlanır. Psikiyatristler ayrıca kaygının üstesinden gelinmesi için ilaç da tavsiye edebilirler.

Tüm bunların yanı sıra, kaygıya yardımcı olacak çok sayıda yaşam tarzı alışkanlığı da mevcut. Bu sağlıklı yaşam uygulamaları genellikle farkındalığa dayalı yaklaşımları içerir. Kas gevşetme çalışmaları, nefes egzersizleri, sağlıklı bir diyet ve sevdiklerinizle kaliteli zaman geçirmenin de kaygı bozukluğunu yönetmeye yardımcı olduğu yapılan araştırmalarca gösterilmiştir.

Bir tıp uzmanından yardım almak, sizin için büyük bir rahatlamayı beraberinde getirebilir. Endişe bozukluğu için yardım almadan önce çok fazla beklememek en iyisidir. Aksi takdirde kaygı kendisini panik atak gibi sorunlarla da ortaya koyabilir. Yardım almak için ne kadar beklenirse, tedavi de o kadar uzun sürebilir.

Eğer kaygılarınız günlük hayatınızı etkiliyorsa, yardım almayı ertelemeyin.

 

Kaygı bozukluğu, saplantılı düşünceler, takıntı, davetsiz düşünceler üzerine daha derin bir okuma yapmak istiyorsanız Sally M. Winston ve Martin N. Seif'in Sola Unitas Yayınları tarafından yayınlanan Saplantılı Düşüncelerden Kurtulmak kitabını okumanızı öneririz.

 

Kaynak: https://www.huffpost.com/entry/anxiety-disorder-signs_l_5cd5b5bce4b0796a95db9ddb



Kapat