Öfke: Ateşi Söndürmek İçin Bilgelik – Thich Nhat Hanh
Şiddete karşı verilen mücadele sürüp giderken, öfkeyi değerlendirmek için özellikle önemli bir zamandayız. Pek çok insan öfke yüzünden ölüyor ve öfke anlaşılmadıkça niceleri ölmeye devam edecek. Siyasetçileri ve savaşı destekleyenleri öfkeyle eleştirmekten kaçınmak düpedüz zor olsa da, buna devam etmek de işe yarayan bir tepki değildir. Vietnamlı Thich Nhat Hanh'ın son kitabı Öfke’ye göre bu güçlü duyguyu anlamak bireyin ve toplumların özgürleşmesine katkı sağlayabilir. Aksi takdirde, öfke ve nefret onu harekete geçirenleri öldürebilir ve genellikle her şey daha kötüye gider.
Dalai Lama, öfkenin en yıkıcı ve kökünden sökülüp koparılması en zor duygulardan biri olduğunu söylüyor. Taylandlı Ajahn Chah, bu engelin genç bir keşiş olarak karşılaştığı en büyük zorluk olduğunu söylerdi. Buda, öğrencilerine sürekli olarak öfkeye dair iç görü geliştirmenin, zaman geçirmenin en asil yolu olduğunu hatırlatıyordu.
Thich Nhat Hanh bu düşünceleri ve öğretileri pekiştiriyor. Bu kitabın on bir bölümü ve dört eki, öfkenin yol açtığı potansiyel olarak zararlı ve beceriksizlikle sonuçlanan davranışlarla ilgili birçok düşünme yolu sunuyor. “Ateşi soğutmanın” her an kolay ve hatta mümkün olmadığını kabul ediyor. Öfke enerjisi hepimizin içinde pusuda ve bu yüzden bu duyguyla uğraşmak en derin niyetlerimizden biri olmalı. Öfkemizi bir öz-önem veya öz-haklılık kaynağı olarak tutarsak, genellikle şişkin bir egonun ardına zekice gizlenmiş olan sinsi doğasını görebilme imkanını kaçıracağız.
Birisi bize hakaret ettiğinde veya bize şiddet uyguladığında, kişinin kendi şiddet ve öfkesinden mustarip olduğunu görecek kadar zeki olmalıyız. Ama unutmaya meyilliyiz; acı çeken tek kişinin biz olduğumuzu düşünüyoruz. Benmerkezcilikten çıktığımızda acı çekmek artık bireysel bir sorun olmayacak. Aslında bu acı herkese ait. Başkalarına veya kendimize karşı öfkenin alevlerini körüklemekten nihayet vazgeçeceğiz. Çünkü aslında ikisi de aynı şey. Kendimize zarar vermeden başkalarına zarar veremeyeceğimizi göreceğiz.
Bu kitap boyunca Thich Nhat Hanh, öfkemizi yatıştırmak için çok çeşitli özel teknikler ve araçlar sunuyor. Beni özellikle etkileyen bir öneri, kızdığımız kişiye bir hediye vermek. Tipik incitme veya saklanma dürtüsünü takip etmek yerine, cömertlik ve bırakma pratiği yapabiliriz. Thich Nhat Hanh'a göre bu mantık dışı yaklaşım çok basit ve her zaman işe yarıyor. "Barış Anlaşması" adı verilen bir başka uygulama, birisini cezalandırmanın aslında kendini cezalandırma olduğu ve çok akıllıca bir strateji olmadığı gerçeğine dayanıyor. Silah yerine anlayış kullanarak herkes en hızlı barış anlaşmasına katılabilir: bunun için gereken çoğunlukla sadece derine bakmaktır.
Thich Nhat Hanh ayrıca "öfkemize çok iyi bakmamız gerektiğini" öğretiyor. Öfke ile ilgilenmek elbette her zaman bunun farkında olmak demektir. İç görü, öfkeyi durdurur. Bu nedenle farkındalık her zaman en iyi korumamızdır. Farkındalık mevcut olduğunda, "akıllı bombalar", Özel Kuvvetler veya füze savunma kalkanından daha iyi korunuruz. Bilgelik ve şefkat bizim en gerçek korumamızdır ve yok edilemezler. Zamansızdırlar, asıl doğamızın bir parçasıdırlar, hiçbir zaman bir "kötülük ekseni" tarafından tehdit edilmezler veya kırılmazlar.
Öyleyse Öfke’yi okuyarak alevlerinizi soğumaya bırakın ve bu alışkanlığı yanınızda götürün. Kime, ne zaman ulaşacağınızı ve onları nasıl dönüştürebileceğinizi asla bilemezsiniz. Thich Nhat Hanh'ın öfke kitabına buradan ulaşabilirsiniz.
Ronna Kabatznick
Çeviren: Pınar Göker