Sepetim 0 Toplam: 0,00 TL

Özgür Ruh: Varlığımızın özüne inmenin yolu

Altı yıl önce SPT Dergisi’ne başladığımda, yalnızca yakın zaman içinde yayınlanan kitapları incelemeyi tercih ettim. SPT Dergisi küçük çaplı (ve sürekli büyüyen) uluslararası okuyucu kitlesine sahip niş bir yayın olduğu için önceden incelenen ve yapılan işleri paylaşmak olmazdı. Michael A. Singer’ın 2007 tarihli “Özgür Ruh” kitabını ele alalım. Hakkında, GoodReads.com, Amazon, Wanderlust.com, PsychologyToday.com, HuffingtonPost.com gibi sitelerde birçok inceleme var. Ayrıca Oprah Winfrey onunla röportaj bile yaptı. Demek istediğim, ben tüm bu gözden geçirenlerin üzerine başka neyi ekleyebilirim ki?

Bir meslektaşım Singer’ın kitabının bir kopyasını aldığından bahsetti ve bana da okumamı önerdi. Yeni bir kitap olduğunu zannederek inceleme için New Habbinger Yayıncılık’tan bir nüshasını istedim onlar da hemen gönderdiler. Notlar sayfasını açıp 2007 yayın tarihini gördüğümde ilgim azaldı. Bu kadar eski bir şeyi okuyamayacak kadar meşgulüm, diye düşündüm. Sonra iç seslerimden biri, sorumlu iş adamı, bana en azından kitabı okumam gerektiğini, bunu yayıncılara borçlu olduğumu hatırlattı ve okumaya başladım.

Kitabın birinci bölümünde bilinç uyanışından bahsediliyor. Okuyucular, bu bölümde kim olduklarına bakmayı ve kafalarındaki seslerle ilgilenmeyi öğreniyorlar. (Bu benim için süregelen bir uygulama)

Uzun yıllar "uyanış" ile ilgili olarak birçok ruhani rehberle çalıştım. İzlemeyi, gözlemlemeyi, deneyimlerime şahitlik etmeyi ve sanki gerçeklermiş gibi onlara kendimi kaptırmamayı öğrendim. Bunun aslında ne olduğunu ve yaşadığımız hayatın büyük bir kısmının sadece bir illüzyon olduğunu öğrendim. Singer’in kitabını okurken tanıdık bir şeyler hissettim, bildiğim şeye, eve dönme duygusu gibi ama kaotik zamanlarda ortaya çıkan Nancy’nin koşuşturmacasından uzaklaşmış bir biçimde. Bu kitabın hayatımda tam da o anda ortaya çıkmasının bir nedeni olduğunu biliyordum. Bir zamanlar yaptığım ve içimdeki benliğimin enerjisine yaklaşmamı sağlayan meditasyonları tekrar pratik etmem için bir hatırlatmaydı bu. Ben olduklarını iddia eden bir zihnin, beynin ve bedenin kalıplaşmış yanıtlarının gürültüsünden ve kafa karışıklığından uzaklaşmamı sağladı.

Singer’ın kitabını okumak, bana geri çekilip sadece izlemeyi hatırlattı. Bugün, bu incelemeyi yazarken artık hiçbir şeyden etkilenmiyorum. Etrafımdaki hikayeleri sadece fark ediyorum ama onlarla bağ kurmuyorum. Zihnimdeki bu sesler, bu düşünceler ve duygular ben değilim; daha ziyade, izleyen ve dinleyen kişi benim.

Yani aslında kafamda yalnız değilim. Singer'in dediği gibi iç benliğimizin farklı yönleri vardır: “farkındalık, tanıklık, kasıtlı niyetlerimizin merkezi ve izlediğimiz şeyler”. Singer, “Benliğin doğasını küçümsediğinizde meditasyon yapıyorsunuz” diye yazıyor. Böylece meditasyon, “varlığımızın köküne inme yolu” anlamına geliyor. İnsan bile olmayıp sadece birini, yani kendimi “izlemek için var olmuş olma” hissini sevdim. Düşüncelerime, duygularıma ve duyusal dünyama odaklanmak yerine bir adım geri çekilip daha geniş bir görüş açısına sahip olabilirim. Onun şu sözünü gerçekten takdir ettim; "İçinizde devam eden nevrotik kişisel düşünceler olmasaydı hayatın ne kadar eğlenceli olacağını bir düşünün". Singer'e göre, gerçek ruhsal gelişim içeride yalnızca biriniz varken gerçekleşir. (tüm o sinir bozucu sesler kaybolur).

İkinci bölüm okuyuculara enerjilerini nasıl deneyimleyeceklerini, üçüncü bölüm ise benliği özgürleştiren şeylerin sonsuz enerjisinden nasıl yararlanacaklarını öğretiyor. Dördüncü bölüm ise öteye geçmeyi (bulunduğunuz yerden, sınırları ve bitişi olmayan, sonsuz bir evrene gitmeyi) ve beşinci bölüm hayatı yaşamayı anlatıyor. Singer, öğretici meditasyonlarla her şeyi adım adım bir süreç halinde sunuyor. Kendinizi "kendinizde" bulmanın tek şartı, "kendinize en doğal ve sezgisel bir şekilde dürüstçe bakmaya istekli olmaktır" ve düşüncenin yeni boyutlarına açık olmak.

Singer, “Mutlu hissetmenin anahtarı önce iç enerjinizi anlamanız, mutlu olduğunuzda kalbinizin açık olduğunu ve mutlu olmadığınızda kalbinizin kapalı olduğunu, hiçbir enerjinin içeri akamayacağını fark etmenizdir” diyor ve “Bu bir seçimdir” diye ekliyor. Bilinç merkezimizi güçlendirmek için meditasyonun önemine vurgu yapıyor çünkü bu sayede asla kalbimizin kapanmasına izin vermeyecek kadar farkındalık sahibi olabiliriz.

 

Sola Unitas Yayınları tarafından yayınlanan Özgür Ruh kitabına buraya tıklayabilirsiniz.

 

Kaynak: https://somaticpsychotherapytoday.com/the-untethered-soul/



Kapat