Yaratıcı Öğrenciler #kitapyorumu
’'Değişim için sorumluluk almak, değişimin sizin gücünüzde saklı olduğunu kabul etmekle başlar.’’
"Yaratıcı Öğrenciler" kitabından...
İnsanın insan olmayı keşfinin, öğrenmesinin yaşamı boyunca sürdüğüne inanıyorum. Olmak için doğduğu bir hal yani zihinsel, bedensel ve ruh bütünlüğü içinde bir potansiyeli var. Fakat sosyal bir canlı olduğu için kendi potansiyelini keşfederken insan, içine doğduğu aile, çevre ve toplum rehberlerinden öğreniyor. Bazılarımız o rehberler vesileyle olmak için doğduğumuz hale bir kabulle yaklaşabilir ve kendi varlığımızı onurlandırabilirken, bazılarımız kendimizi keşfetmeyi, anlamayı, kabul etmeyi bırakın potansiyelimizi yok sayıyoruz. Kendini yok saymak deyince ‘’Değersizim’’, ‘’Yetersizim’’, ‘’Başarısızım’’ gibi inançlarımız aklıma düşüyor. Bu inançlarla doğduğumuza inanmıyorum. Bu inançlar bize rehberlik edenlerin söz ve davranışlarından aldığımız ve kendimiz sanarak beslemeye devam edip etmemeye karar verdiğimiz inançlar.
Rehberlik bence çok kıymetli; çocuk, ebeveyn, öğretmen, danışman, müdür, okul, çevre,… Biri diğerinden üstte veya altta değil sadece ünvanlar, etiketler, isimler farklı. Birinin öğretirken diğerinden öğrenmesi, destek görmesi, işbirliği yapabilmesi gibi bir iple bağlı olduğunu da düşünüyorum rehberlerin.
‘’Çocuğun rehberliği mi? O henüz bir çocuk! ’’ düşüncesi kime geliyorsa ipin bir parçasını reddediyor, görmezden geliyor, bağı koparıyor. Tüm sıkıntılar özellikle tü kaka dediğimiz eğitim sistemi içindeki problemler -aile sistemi içindeki gibi- buradan başlıyor. Dünyaya gelen her canlının ve insanın her halinin kendine ve diğerlerine kattığı armağanları, rehberliği görmezden geldiğimizde kendimizi üstte bir yere koyup diğerini küçültmeye meylediyoruz. Kurallar, programlar ve değerlendirmelerden -tek başına- medet umuyor ve olmak için doğduğu halden insanı parça parça uzaklaştırıyoruz. Oysa henüz keşfedemedik bile ‘’Seni merak ediyorum, tanımak istiyorum. Neyi seversin, neler sana keyif verir, eğlendirir? Neyi, nasıl öğrenmek istersin? Nasıl bir aile, çevreden geliyorsun? Neler deneyimledin? Nasılsın?...’’
Merak etmediğimizde, keşfetmediğimizde ise görmediğimiz bir potansiyeli, duymadığımız varlığı bir güzel eğip, büküyoruz. Nasılsa bizim elimizde bir program var, kodlarsam harika bir robot yaratabilirim! Halbuki yaratılmış, hazır bir program zaten gözümüzün önünde duruyor. Yarattığımız robottan kendini ifade edebilmesini, yaratıcı, başarılı, mükemmel olmasını bekliyoruz. Zaten öyleydi sana emanet gelen. Sende öyle geldin, hazırsın. Neden birlikte var olmayalım ve ikimiz -hepimiz- birbirimizden öğrenerek çoğalmayalım, parlamayalım?
...
Dr. Ken Robinson’u saygı ve şükranla anıyorum. Ölümünden önce dinlediğim TED konuşması, ‘’Öz’’ ve ‘’Siz, Çocuğunuz ve Okul’’ kitaplarından çok katkı gördüm ebeveynliğime, çocuk halime de. Lou Aronica ile yaptığı işbirliği ürünü ’'Yaratıcı Öğrenciler’’ kitabını da hatırlamak, düşüncelerimi beslemek, canlı tutmak için ölümünden sonra okumak istedim. İyi ki.
Kitap özellikle ABD ve İngiltere’den hikayeler ile yazılmış gibi görünse de eğitimi etkileyen meselelerin, ihtiyaçların evrensel olmasından yola çıkarak çok kıymetli bağlar kurulması ve ilham alınması mümkün.
@solaunitasyayinlari ‘na Sir Ken Robinson’u duyurdukları için çok teşekkür ediyorum.
...
Kitaptan alıntı yapmak istediğim pek çok kıymetli düşünce ve deneyim var. Bir kısmını burada ve belki sonrasında da #sebileninkitapligi etiketinde paylaşmak istiyorum.
‘’Eğitim, parlamentonun komite odalarında ya da siyasetçilerin etkili konuşmalarında şekillenmemeli. Bu durum, gerçek okullarda öğrenciler ve öğretmenler arasında da yaşanmaktadır. Eğer öğretmenseniz, öğrencileriniz için sistem sizsiniz.’’
‘’Eğer eğitimle herhangi bir şekilde ilgileniyorsanız, üç seçeneğiniz var: Sistem içinde değişiklikler yapabilirsiniz, değişiklik yapması için sisteme baskı yapabilirsiniz, sistem dışında insiyatif alabilirsiniz. ‘’
‘’Belirsiz bir gelecekle karşı karşıya geldiğimizde çözüm, daha önce yaptıklarımızı daha iyi yapmak değildir. Başka bir şey yapmamız gerekiyor. Zor olan, bu sistemi düzeltmek değil değiştirmektir; onu yeniden düzenlemek değil dönüştürmektir.’’
‘’ …çocuklar onların değer verdiklerini önemsediğimizi görmeye başladıklarında, onlar da bizim değer verdiklerimizi önemsemeye başladılar.’’ Dr.Laurie Barron-Smokey Road Ortaokulu
‘’Yaş gruplarına göre çocukları eğitmek, onların en önemli ortak özelliklerinin üretim tarihleri olduğu anlamına gelir.’’
‘’Endüstriyel süreç genellikle yapılana uygun olmayan ham maddenin değerini gözardı eder. Aynı durum eğitim için de geçerlidir. Belirli konularda ve belli türdeki yeteneklerle meşgul olmak öğrencilerin diğer yeteneklerini ve ilgi alanlarını neredeyse sistematik bir şekilde ötekileştirmek anlamına gelir. Kaçınılmaz şekilde çoğu insan okulda yetenekli oldukları alanları keşfedemezler ve sonuç olarak hayatları yoksullaşabilir.’’
‘’İnsanların olmak istediği, kendileri için seçmek istediği bir şey var ve bu öylesine güzel ki…Gençlere okulda bir şey öğretmeye çalışırken bunu yapabilmenin bir yolu yoktu. Şimdi ise öğrencilere ne yapmak istiyorsun ve sana yardım etmem için benden ne istiyorsun diye soruyoruz. Ne yapmak istediklerini bilmiyorlar ve bu nedenle bulmak için her yolu deniyorlar. Bu yollar arasında her şeye hayır demek, hayatı boşlamak ve bir süre hiçbir şey yapmadıklarında neler olduğunu görmek de yer alıyor. Bu muhteşem eğlenceli.’’ (Nort Star merkezinden bir deneyim)
‘’Kaybetmemeniz gereken tek şey ise, aktör ve izleyicidir. Sadece bir aktörün ve bir izleyicinin var olması yeterlidir çünkü her ikisi de tiyatronun özünü ve sadeleştirilemeyen unsurunu oluşturur.’’ Peter Brook (Öğretmen-öğrenci ilişkisine tiyatro, aktör ve izleyici örneğiyle bir bakış)
‘’Tüm çocuklar doğuştan mükemmel yeteneklere sahipler. Bu yetenekleri geliştirmenin anahtarı akademiciliğin dar sınırlarının ötesine geçmek ve her öğrencinin gerçek yeteneklerine göre kişiselleştirilen bir eğitim sistemi sunmaktır.’’
‘’Biyolojik evrimsel bakış açısına göre oyun oynamak çocuklar da dahil olmak üzere genç memelilerin yetişkinlikte başarılı bireyler haline gelmeleri için gereken becerileri kazanmalarını sağlamaktadır.’’ Boston Üniversitesi- Prof. Peter Gray
‘’Serbestçe oyun oynamamak fiziksel bedeni öldürmeyebilir ama ruhu öldürür ve zihinsel gelişimi engeller. Serbest oyun, çocukların arkadaş edinmesini, korkularının üstesinden gelmesini, kendi problemlerini çözmesini ve genellikle kendi yaşamının kontrolünü ele almasını sağlamanın yoludur. Aynı zamanda büyüdükleri kültürde başarılı olmaları için gerekli fiziksel ve entelektüel becerileri çocukların elde etmesinde ve uygulamalarında temek araçtır. Ne satın aldığımız oyuncak miktarı ne geçirdiğimiz ‘kaliteli zaman’ ne verdiğimiz özel eğitim kısaca yaptığımız hiçbir şey, çocuklarımızın elinden aldığımız özgürlüğü telafi edemez. Çocukların özgür bir şekilde oyun oynarken kendi girişimleriyle öğrendikleri şeyler, başka yollarla öğretilemez.’’ Boston Üniversitesi- Prof. Peter Gray
‘’Eğer ayakkabılarınız acıtırsa onları temizlemezsiniz ya da ayaklarınızı suçlamazsınız, o ayakkabıları çıkarır ve başka bir tane giyersiniz. Eğer sistem çalışmıyorsa oradaki insanları suçlamayın. Onlarla birlikte sistemin çalışması için hareket edin.’’
‘’Eğer öğrencilerimden çok çalışmalarını istiyorsam o halde onların göebileceği en çok çalışan kişi ben olmalıyım.’’ Rafe Esquith –Hobart İlkokulu’nda öğretmen.
‘’Bahçıvanlar, bitkileri yetiştirmediklerini biliyorlar. Bitkinin kökünü toprağa tutturmazlar, yaprakları yapıştırmazlar ve taç yaprakları boyamazlar. Bahçıvanın işi, tüm hepsinin gerçekleşmesi için en iyi koşulları oluşturmaktır.’’
...
Sizin içinizde neler canlandı okuduklarınızla?
Ebeveyn, öğretmen veya insan yavrusuna temas eden diğer canlı olarak neler deneyimlediniz bugüne kadar ve şimdi neleri değiştirmek ve sorumluluk almak için harekete geçmeye niyet ediyorsunuz?
Yorumlarınızı merak ediyorum.
Kitap: Yaratıcı Öğrenciler
Yorum: @sebileacarsert